Pandora'nin Kutusu


Yasli annelerinin evden kacmasiyla memlekete gidip onu Istanbul'a getirmeleriyle baslar hikaye. Herkesi ve herseyi kontrol etmek isteyen Nesrin, hayatini bi adamin pesinde geciren Güzin ve herkese, herseye küs Mehmet kardesler alzeimer hastasi anneleriyle farkli farkli maceralar yasarlar. Bu maceralar sirasinda anne Nusret türlü cocukluk yapip, kendi cocuklarina zor anlar yasatir ama bi yandan da onlarin hayatlari hakkindaki gercekleri cat cat yüzlerine söyleyerek gercekle yüzlesmelerini ister gibidir. Onu en iyi anlayan torunu Murat'tir. Onu özgürlestiren de o olacaktir.

Elinden hic düsürmedigi mendiliyle basroldeki Tsilla Chelton'i aksanindan dolayi rum asilli bi kadini canlandirdigini düsünmüstüm. Derya Alabora ve Onur Ünsal'in oyunculuklarini yine takdir etmemek elde degil. Yesim Ustaoglu'nun yönettigi bi baska film olan günes'e yolculuk'ta oynayan Nazmi Kirik kücük bi rolle katiliyor bu filme.

Nazmi Kirik'in canlandirdigi hirsizin Murat'in telefonunu caldiktan sonra bi de bi sokak arasinda Murat'i sikistirip ayakkabilarini aldigi sahne enteresan. Daha dogrusu Murat'in bu adami dayisina anlatirken söyledikleri enteresan: "adam karanlikti, bakmiyordu. böyle sanki tas atsam iceri gidecekmis gibi."

Izlenesi bi film.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

0 comments:

Post a Comment